Başarının takibi, en azından başarı kadar önemlidir. Çünkü takip edilmeyen bir öğrenci ve hatta öğretmen zamanla rutinleşmektedir.
Öğretmen ve öğrenci performansı sürekli takip edilmeli ve bunlar not tutulmalı ve hatta her öğrenci ve öğretmen için dosya oluşturulmalıdır.
Sınavlar iyi organize edilmeli, sınavlarda öğretmenlerin sınıfı cezalandırma amacına yönelik soru sormasına izin verilmemeli, sorular 3 boyutlu olmalıdır.
Yani başarılı ve zeki öğrenciyi görmeye yönelik zor ve karmaşık soru,
çalışan öğrenciyi tespit etmeye yönelik orta dereceli sorular ile
her öğrencinin yapabileceği kolay sorular sorulmalıdır.
Bu soru dağılımı piramit sistemine göre olmalıdır. Bu soru sistemi ile öğrencilerin motivasyonu düşürülmeyeceği gibi, başarı seviyesi de düşürülmemiş olur.
Sınavlardan sonra analiz sistemine geçilmelidir.
Analiz, not toplamı üzerinden değil, soru dağılımı ve bu dağılıma verilen cevap üzerinden yapılmalıdır.
Nasıl olacak bu?
Yani sorular belli konularda yoğunlaşmayacağı gibi, her soru belli bir bilgiyi ölçecek şekilde sorulmalı, bu soru tipine cevap veremeyen ya da yanlış yapan öğrencilerin o konuyu anlamadıkları ya da neyi ne kadar anladıkları anlaşılacağından öğretmen verdiği dersin ne kadarının anlaşıldığı ve ne kadarının anlaşılmadığını görebilmektedir. Öğretmen, başarılı olan, anlayan öğrenci ile başarısız ya da anlamayan öğrenciyi ayırt edebilmiş olacaktır.
Başarıyı toplamda değil tek tek konu bazlı incelemeli, asıl olan verilen tüm konuların anlaşılmış olmasıdır.
Burada kolay ve orta dereceli soruları çözemeyen öğrenciler acilen bakıma alınmalı ve eksikleri giderilmelidir.
Zor ve karmaşık soruları suhuletle çözen öğrenciler takibe alınmalı ve başarılı görüldüğünde özel eğitim veya üst düzeyli eğitim verilmelidir.
İbrahim Halil er