Farsça ‘da kapı eşiği manasına gelir. Çünkü dervişler kapı kapı dolaştıklarından bu isim verildiği gibi, onlar Allah’a yöneldiğinden bir anlamda İlahi olanın kapısının eşiğinde beklediğinden bu isimle de anılmışlardır.
Ayrıca dervişler, dergaha girerken kapı eşiğinde beklediklerinden bu isimle anılmışlardır.
Dervişler çok mütevazi olduklarından kapının eşiği gibi herkesin gelip geçerken bastığı kişi anlamında kullanmışlardır. Kapı eşiği içeriye girişin ilk adımıdır. Dergaha kabul edilmenin ilk adımıdır.
Herkes dergaha şartlanmış ve oranın büyüklüğüne odaklanırken, onlar oranın kapısının eşiğinde bulunmayı bile lütuf sayarlar. Kapının eşiğinde beklerler. Destur isterler. İzin verilmeden girmezler. İzin verilinceye kadar beklerler. Sabırla bekler. Onun kapıda duruşu görülmez. Sabrı sınanır. Eğer uzun süre beklemeyip giderse demek ki derviş olamamıştır, hamdır. Ama uzun süre beklerse muradına erer. Sabır onun en büyük azığıdır. Başkaları teklifsiz girerken onlar teklif beklerler.
Kapı eşiği, evin dergahın en önemli vizyonudur. Kapının eşiğine gelip yüz sürmek bir saygı ve hürmet nişanıdır.
Ebu Zer’i Ğifari hz. Bilal’in kalbini kırmıştı. Kendisini affettirmek için Bilal (ra) kapısının eşiğine yüzünü koydu.
Derviş, kapının eşiğine gelir. Yüz sürer. Destur bekler. İçeri girmek için. İşte bu iki kelimenin birleşmesiyle oluşmuştur.
Derviş olmak zordur. Dervişlik, Allah’a vuslatın ilk adımıdır.
Herkes bir kapının önünde bekler. Kapının açılması için eşiğe yüz sürer. Kapı açılınca huzura kabul demektir ve o büyük bir lütüftur.
Derviş kelimesi kapı önün anlamında olduğu da söylenmiştir. Çünkü o kapının önünde bekleyen bir dilencidir. Haktan ve mürşidinden dilenir.
İbrahim Halil ER