Günümüz eğitim sisteminin en büyük yanlışlığı aşırı ders ve kitap yükleme yapmalarıdır.
Bu kadar ders ve farklı konular, öğrencilerde dikkatlerinin dağılmasına ve odaklanamamalarına neden olmaktadır.
Halbuki kadim kültürümüzde ve eğitim anlayışımızda odaklanma eğitimin merkezindeydi.
özellikle medrese sisteminde kitap geçme anlayışı odaklanmayı getirdiği gibi konunun iyi öğrenilmesini de sağlıyordu. kitap geçme anlayışının en büyük avantajı öğrencinin kapasitesi, algısı ve çalışmasına yönelik bir müfredatın oluşmasıydı. Buna göre zeki ve çalışkan öğrenci kitapları hızla geçerek eğitim sürecini bir kaç yıla indirirken normal bir öğrenci de bu süreci daha uzun yıllarda sona erdirmekte ama sonunda o da eğitimini bitirmektedir.
Yani modern eğitimdeki gibi herkesi aynı sepete koyup, aynı bilgileri verip ve aynı anda mezun etme gibi bir külfet ve zorunluluk bulunmamaktadır.
Günümüz eğitim anlayışında yeni yeni keşf edilen öğrenci merkezli ve zeka seviyesine göre (çoklu zekalı eğitim-8 zeka türü var) eğitim, bizim kadim kültürümüzde zaten vardır. Bizim kültürümüzde temel eğitim birebir verilirken, tekrar ve pekiştirmeye yönelik eğitim toplu halde verilmektedir ama Morden eğitim fabrikasyon usulüyle toplu halde verilmektedir.
ibni Mesud “biz bir ayeti öğrenip hayatımızda tatbik etmedikçe diğer ayete geçmezdik” derken aslında odaklanmayı ve eğitimin hayatla iç içeliğini göstermektedir. Eğitimin hayatla iç içe olması yönünün de başka bir yazımızda inşallah değiniriz.
İbrahim Halil ER