Hocalar asık suratlı olmalıymış. Ya da neşelerini gizlemeliymiş..
hem onlar espri yapmasını bilmezler ki…
Onlar ağızlarını açtıklarında sürekli insanları cehennemle Allah’la korkutmalıdırlar.
Halbuki hocalar neşeli insanlardır. Hep pozitif enerji verirler. Çünkü onlar her şeyin kontrol altında olduğuna iman etmişlerdir. Bu alemde tesadüfe yer olmadığını bilirler. Her şeyin bir vakti olduğunu ve zamanın sahibinin olduğunu bilirler..
Kötü gözüken bir şeyden hayır, hayır gözüken bir şeyden şer olabileceğini; geceden gündüzün, gündüzden gecenin yaratıldığını bilirler…
Her şeyin zıddıyla kaim olduğunu, her şeyin zıddına inkılap ettiğini bilirler…
Hiç bir şey onları yıldırmaz çünkü her şeyin bir sahibi vardır ve onlar her şeyin sahibine güvenirler…
Hocalar asık suratlı olursa, insanlar umutlarını yitirirler.
Onlar hep sevgi ve güven telkin etmelidirler.
Ölümün soğukluğu bile onların yüzlerindeki sıcaklığı ve tebessümü yok edemez.
Çünkü her ölüm bir ibrettir, bir nasihattir…
Yok oluş değildir, sonsuzluğa varıştır…
Sonsuzluğun sahibine dönüştür…
Hocalar güzel bakar ve güzel görürler…
Çünkü onların öğretmeni Resulullah’tır ve o “gülümsemek de sadakadır” diye buyurmuştu…
Hayattan kopmayın…
Hayat sizi karamsarlığa sürüklemesin…
İbrahim Halil ER