Genelde insanlar Farisileri hep şii sanır. Zannederler ki Hz. Ali’ye tabi olanlar hep İranlıdır.
Halbuki bu yanlış.
Çünkü Hz. Ali’nin ilk şiası (yani taraftarları) hep Araplardan olmuştur. Hatta onların ilki sahabedendir.
Hz. Ali’yi destekleyenlerin başında kendi ailesi Abdulmuttalib oğulları ve Haşim oğullarıdır. Bunun dışında Ensar, Kurralar, Hz. Osman’a muhalif olanlar, Yemen halkı ve Rebia kabilesidir.
Görüldüğü gibi hz. Ali’yi destekleyenlerin içinde Farisiler yoktur.
Peki İran’ın Şiiliği nerden çıktı?
Aslında İranlılar yani Farisiler eskiden sünniydiler. Hatta bir çok sünni alimin İran kökenli olduğu sabittir. Ayıca birçok Fars kökenli sünni devlet adamlarımız da (Nizamülmülk gibi) oldu. Zaten bölge yüzyıllarca Sünnilerin egemenliğinde kaldı.
Hatta ilk şii devletlerden olan Fatimiler de bir Arap devletidir.
Buna karşın ilk İranlı (farisi) müslüman devletlerden olan Samanoğulları Sünni’dir ve bu devlet özellikle Karahanlıların Müslüman olmasını (Satuk Buğra Han’ın Müslüman olması) sağlamıştır.
Türkler, İslam’ı Farisiler kanalıyla (Samanoğulları) tanıdıklarından bir çok dini terminolojileri de Farsça olmuştur. (Namaz, abdest gibi)
İran’ı şiileştiren Safevi Türkleri ve Şah İsmail’dir.
Özellikle Şah İsmail döneminde İran sistemli bir şekilde şiileştirildi.
Daha sonra gelen yöneticiler de Osmanlı’ya karşı şiilik kartını kullanmak ve nüfuz alanın genişletmek için şiliğili yaydılar ve bugünkü Şii İran ortaya çıktı.
Yani Sünni dünyasını temsil edenler de Türk Osmanlı iken, şii dünyasını temsil edenlerde Türk Safeviler’dir. Hatta İran Yüzyıllarca Türk hanedanları tarafından yönetildiler. Bunlar, Safeviler, Kaçarlar gibi…
Siyasi çekişmeler, dini bir kisveye büründü ve bugünkü canavarı doğurdu. Şia, Fars aklıyla birleşmeseydi marjanal bir grup olarak kalacaktı. Fars aklı, çok kıvraktı. Bir çok sünni doktrininin ilminin de oluşumunda kaynaklık yapmıştı. Bir çok ravi de farisidir. Onların şiileşmeleri Sünni dünya için büyük bir kayıp olmuştur. Bu İslami ilimlerin durmasına bile zemin hazırlamıştır..
İbrahim Halil ER