
Kur’an’da Hristiyan kelimesi geçmez. Bunun yerine Nasara, Ehli Kitap, önceki sayfalar, öncekilerin kitabı, doğrudan peygamberlerinin ismiyle anılması, şeklinde geçer. Sanırım Hristiyan kelimesi sonradan kullanılmış, halk arasında bu yaygınlaştığından doğrudan o kullanılmış… yani nasara denildiğinde insanlar kimin kast edildiğini anlamayacakları için toplumda kabul gören isim uygulanmıştır.
NASARA kelimesi, nasıradan gelir, yani yardım, destek anlamındadır nasara kelimesi yardımcı olan demektir. Bunu da Hristiyan diye çeviriyorlar. Hz İsa Nasıra köyündendi, yardım edenler, destek verenler köyü.
Ehli kitap deyince Yahudi ve Hristiyanlar kast edilir. Bunu da peygamberlerinin ismi zikredilerek gösterilir.
“Deyiniz ki: Biz Allah’a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Ya’kûb ve Ya’kûb oğullarına indirilenlere, Mûsâ ve İsâ’ya verilenlere, rableri tarafından (diğer) peygamberlere verilenlere iman ettik.” (el-Bakara 2/136; Âl-i İmrân 3/84)
Tek Din İslam’dır
“İsa, onlardaki küfrü/inkârcılığı sezince, ‘Allah yolunda bana yardımcı olacaklar kimlerdir?’ dedi. Havârîler, ‘Biz, Allah yolunun yardımcılarıyız; Allah’a iman ettik. Bil ki biz Müslümanlarız’ cevabını verdiler.” (3/Âl-i İmrân, 52)
“Allah katında hak din, İslâm’dır. O Ehl-i kitabın ihtilafları, kendilerine gerçeği bildiren ilim geldikten sonra, sırf aralarındaki haset ve ihtiras yüzünden olmuştur. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler bilsinler ki, Allah onların hesabını çabuk görür.” (Al-i İmran, 3/19)
Bu ayet ile Allah katında tek din olduğu ve bunun da İslam olduğuna işaret ediliyor. Havarilerin biz Müslümanız demelerinden dolayı.
Halbuki Hz. İsa, yepyeni bir din getirmemiştir; tam tersine o, kendinden önce gönderilen gönderilen Hz. Mûsâ’nın getirdiği şeriatı ıslah etmek için gönderilmiş bir peygamberdir: “Ben, benden önce gelen Tevrat’ı tasdik etmek, size haram kılınan bazı şeyleri de helâl kılmak üzere gönderildim. Size Rabbinizden bir âyet/mûcize getirdim. Allah’tan korkun ve bana itaat edin. Çünkü Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O’na ibâdet/kulluk edin. İşte bu, dosdoğru yoldur.” (3/Âl-i İmrân, 50-51). Bu âyetle kesin olarak belirtildiği gibi, Hz. İsa, diğer peygamberlerin tebliğ ettiği dinin dışında farklı bir din getirmemişti. Bu hakikati, tahrif edilmesine rağmen bugünkü İncillerde bile görmek mümkündür: “Sanmayın ki ben şeriatı yahut peygamberleri yıkmağa geldim…”
Semavi Dinler Nedir?
Bence eleştirilmesi gereken ifade din dersi kitaplarında semavi dinler ve semavi olmayan dinler tabiridir. Semavi veya semavi olmayan tabiri İslami değildir. Onlar bu tabirle dinler arası diyaloğu meşrulaştıracak zemin oluşturuyorlar
Semavi dinler Yahudi Hristiyan ve İslam olarak belirtiyorlar. Böylece İslam’ı diğer iki dinle aynı kategoriye sokuyorlar. Öğrencinin zihninde hepsi ilahidir mantığı yerleşiyor. Halbuki İslam’ın buna yaklaşımı kitap ehli ve kitap ehli olmayanlar… ehli kitap olarak Yahudi ve Hristiyanları gösteriyor.. Sonra da bunların tahrif edildiğini belirtiyor.
Sabiinler Kimdir?
Sabiinler ehli kitap değildir. “Kitap yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi.” (el-En’âm 6/156) Kur’ân-ı Kerîm’de ismen zikredilen dinlerden Sâbiîlik hakkında âyet ve hadislerde bilgi yoktur. Gerçek Sâbiîlik, ilk dönem İslâm kaynaklarında Yahudiliğin veya Hıristiyanlığın bir mezhebi olarak görülüp Ehl-i kitap kapsamında mütalaa edilmiştir. Ebû Hanîfe ve Ahmed b. Hanbel bu görüştedir. Ayrıca Harranlı putperestler Halife Me’mûn kendileriyle görüştükten sonra Sâbiî adını almışlar ve Ehl-i kitap kabul edilmişlerdir. İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed gibi bazı fakihlerin Ehl-i kitap saymadıkları Sâbiîler ise Sâbiî adını taşıyan, ancak yıldızlara tapan putperestlerdir.
İslâm’ın yayılmasına paralel olarak Ehl-i kitabın sadece Yahudi ve Hristiyanları ifade eden bir tabir olduğu kanaati de değişmiştir. Bunun temel sebeplerinden biri, Kur’ân-ı Kerîm’de Yahudilik ve Hıristiyanlığın dışında Sâbiîlik, Mecusîlik gibi ilâhî olmayan başka dinlerden de söz edilmesi ve bu dinlerin kendilerince bir kitaba sahip bulunması, diğeri de İslâm açısından siyasî, iktisadî ve sosyal şartların bunu gerekli kılmasıdır. “Mecûsîler’e Ehl-i kitap muamelesi yapınız.” dediği rivayet edilir (el-Muvatta, I, 278). İran feth edildiğinde de Mecusilere bu hadisten dolayı ehli kitap muamelesi yapıldı.
Suhuf Nedir?
Ehli kitap kavramı dışında ehli suhuf kavramı da var. Bu da kendilerine sahife verilen peygamberleri kast etmektedir.
İbrahim Halil ER