Evet! mevcut bütün ilahiyatları yeniden yapılandırmalı, İslamlaştırmalıyız.
Bu dini, din tacirlerinin ve din uzmanlarının elinden kurtarın.
Bu dini ve bu din hakkında konuşacak olan insanların gerçek din alimi olmaları gerekir.
Gerçek muvahhid olmaları gerekir.
İslam uzmanlarına ihtiyacımız yok.
Gün olmuyor ki
Kur’an’a söven bir tefsir profesörünün
Hadisleri inkar eden bir hadis profesörünün
Ehli Sünnete dil uzatan bir Kelam profesörünün
Fıkhı inkar eden, alaya alan bir Fıkıh profesörünün
yaptıklarıyla karşılaşmayalım.
Emin olun onların yaptıkları tahribatı Mossad yapamaz. Avrupa okulları yapamaz.
Yerli oryantalistlerden bizi ve dinimizi kurtarın…
Kendi dinine ve ülkesine yabancılaşmış bu insanlar hem dine, hem millete ve hem de devlete zararları var…
Siz papaz okulunda hristiyanlığı kötüleyebilir misiniz?
O zaman burada da yapmanız gereken İslam’ı öğrenmek, anlamak ve geliştirmek olmalıdır. İslam düşmanlığı yapmak istiyorsanız bu kurumları terk edin… Maaşlarını bizim vergilerden alan bu kişilerin bize ve inançlarımıza bu saygısızlıklarını kabul etmiyoruz. Gidin, kime hizmet ediyorsanız paranızı onlar versin.
Size emanet edilen körpe beyinleri kemirmeyin…
PEKİ YERİNE NE KURULMALI?
Bütün ilahiyatları kapatınca yerine
Türkiye’nin beş önemli merkezinde (Ankara, İstanbul, Konya, Diyarbakır, Van- Van’da Üstat Bediuzzeman’ın rüyasını gerçekleştirecek-)
İslami İlimler Üniversitesi kurulsun.
Bu üniversitenin kapasitesi, Türkiye’nin 86 ilahiyat fakültesinin öğrencisini alacak ve hatta daha fazla kapasitede olmalıdır. Ayrıca 86 ilahiyat fakültesi büyük bir abartı ve israf. Bunların çoğu sadece diploma veriyor. Çünkü bu kadar ilahiyata hükmetmek ve kaliteli eğitim vermek zor. Ama hepsini beş büyük kampüse taşıdığınızda kaliteyi artırabilirsiniz. Bunun için yeni mekanlar bile kurmaya gerek yok. Mevcut üniversitelerden bazılarını kapatıp doğrudan İslami ilimler üniversitesine dönüştürebilirsiniz. Zaten bir sürü lüzumsuz üniversite bulunmaktadır. Mesala van 100.yıl üniversitesini, Konya Necmeddin Erbakan Üniversitesini, ankara yıldırım beyazıt üniversitesi, istanbul marmara üniversitesi islami ilimler üniversitesine dönüştürülebilir. Yani ek masrafa bile gerek yok.
Sosyal kampüsü, geniş kütüphanesi, dergisi, televizyonu bulunmalıdır.
Tamamen İslami ilimlere ve araştırmalara ayrılmış olmalıdır.
Yani sadece eğitim değil, alt bünyesinde araştırma enstitüleriyle de hem toplumu, hem devleti ve hem de ilim dünyasını aydınlatmalıdır.
Bu üniversitenin bünyesinde Mezhepleri araştırma enstitüsü, Diğer dinleri araştırma enstitüsü, Dinler tarihi enstitüsü, Eşari, Maturudi Araştırma enstitüsü, Hadis, Fıkıh, Tasavvuf araştırma enstitüsü, Oksidantalizm araştırma enstitüsü, İslam tarih araştırma enstitüsü, Siyer araştırma enstitüsü vb… olmalıdır.
Bu ünversiteye sahasında gerçekten uzman ve ilmi liyakate sahip kişiler alınmalı, ders vermelidir.
Dersler Arapça verilmeli, Arap ülkelerinden ve diğer İslam ülkelerinden de hocalar alınmalıdır. Mevcut ilahiyatlardan değerli ilim adamları da yeni oluşuma alınmalıdır. Yani bizim hocalarımızdan da ilim ve edep sahibi kişileri değerlendirmeliyiz.
Eğitim yılı altı yıl olmalı, bir yıl Arapça hazırlık verilmelidir. Hazırlıkla birlikte 7 yıl olmalıdır.
Üniversitede Karşılaştırmalı dinler tarihi dersleri de verilmelidir.
Diğer dinlerin ve mezheplerin akidelerinin, fıkıhlarının öğretildiği bölümler de olmalıdır. Yani tek bir mezhebin fıkhı ve akaidi değil, diğer fıkıh ve akaidler de öğretilmelidir.
Arapça’nın yanında her öğrenciye çok iyi derecede İngilizce öğretilmelidir.
Dersler, hocaların kendi hazırladıkları kitaplardan değil, kaynak eserlerden, kadim kitaplardan verilmelidir. Hocaların hazırladıkları eserler yardımcı kaynak görevini görmeli, o kadim kitapların daha iyi anlaşılması görevini görmelidir.
Üniversite’de çeşitli bölümler olmalıdır. Bunlar
Şeriat-İslam hukuku bölümü (Bu bölümde aynı zamanda mukayeseli hukuk ve hukuk fakültesi dersleri verilmeli ve burayı bitirenlere aynı zamanda hukuk fakültesi diploması verilmelidir.)
İslam tarihi, siyer ve hadis bölümü (Burada aynı zamanda tarih dersleri de verilmeli ve mezunlarına ek olarak tarih bölümü diploması da verilmelidir.)
Dava, usulu din bölümü (Burada aynı zamanda sosyoloji dersi de konulmalı, mezunlarına sosyoloji diploması da verilmelidir. Burayı bitirenler diyanette hoca ve vaiz olabilmeli)
Arap dili ve Edebiyatı (ek olarak Arap filolojisi diploması, burayı bitirenler Arapça öğretmeni, mütercim olabilmeli)
Kur’an – Tefsir Bölümü (Mezunlarına din dersi öğretmeni ünvanı verilmeli ve Meb. de çalışmalıdır)
Tasavvuf Bölümü (Burada modern psikoloji dersi de verilmeli ve mezunlarına aynı zamanda psikoloji diploması da verilmelidir.)
Kelam ve Akaid bölümü (burada aynı zamanda felsefe dersleri de verilmeli, mezunlarına da ek olarak felsefe bölümü diploması verilmelidir.)
Fıkıh bölümü (burada fıkhın ekonomi ile ilgili yönü ağırlıklı verilmeli ve bunun yanında iktiasat (ekonomi) fakültesi dersleri de verilmelidir. Ek olarak iktisat fakültesi diploması verilmelidir.)
Bu bölümleri; temel dini eğitim alındıktan sonra (bu üç veya dört yıl olabilir), öğrenciler tercih edebilmelidir. İhtisas bölümünde iki veya 3 yıl okuyacaklar.
Bunların sayısı ve çeşitleri ihtiyaca göre genişletilebilir.
Bu bölüm bittiğinde alanıyla ilgili bir tez hazırlamalıdır. Bu tez sayesinde aynı zamanda yüksek lisansını tamamlamış olmalı ve aynı zamanda bitirme tezi vermiş sayılmalıdır.
Eğitim üzerine kafa yorduğumuzda sorunları çözmek için bir çok alternatifin olduğunu görürüz. Yeter ki siyasi irade sorunu çözmeye hazır olsun. Yoksa eğitim bir sorun değildir. Sadece bağımsız mıyız değil miyiz? buna karar vermeliyiz.
AMA LÜTFEN SÖMÜRGE DÖNEMİNDEN KALAN İLAHİYAT FAKÜLTELERİNİ KALDIRALIM. GÜNCELLEYELİM. GERÇEK BİR İLİM YUVASINA DÖNÜŞTÜRELİM.
ŞERH
Aslında yazının orjinal başlığı “Bütün İlahiyatları Kapatın” şeklindeydi ve burada bir ironi vardı. Ama insanlarımız bir yazıyı baştan sona okuma alışkanlığına sahip olmadığından ve sadece başlığına bakarak eleştirdiğinden artık herkese tek tek yazıyı izah etmekten yorulduğum için başlığı değiştiriyorum. Bu durum bile ne kadar önyargılı olduğumuzu göstermektedir.
Yani isminin İlahiyat yerine İslami İlimler olması ile birşey değişmez. Önemli olan içeriğinin güncellenmesi ve ihtiyaca cevap vermesidir. İlahiyatlar bu haliyle İslam alimi yetiştirmez, sadece kafa karışıklığını artırır. Çünkü yarım imam insanı dinden eder.
İbrahim Halil ER