Bir eğitimci olarak ve yıllarını Türkiye’nin farklı coğrafyalarında gençlerin eğitimine adayan birisi olarak, eğitim sistemimizi burada tartışmak isterim. Bu eğitim sistemimiz doğrumudur. Bu konuda ne dersiniz?
Resulullah Efendimiz’in (sas) ashabına bir şeyler öğretirken takip ettiği yol ile eğitimle ilgili çok önemli kuralları da ortaya koymaktadır. Allah Resulü’nün eğitim metodunda çağdaş eğitimde ‘öğrenmeye hazır olma’ denilen prensibe öncelikle dikkat ettiğini görüyoruz. Hadislerdeki kısalık ve özlük, her birinin birer vecize niteliğinde oluşu bu sebebe dayanır. İbn-i Mesud bu durumu şöyle anlatır: “Ashabı usanıp sıkılır düşüncesiyle Resul-i Ekrem bize her gün değil, arada bir va’z ve nasihat ederdi.”
Günümüz insanların veya o kadar üniversitelerde yapılan araştırmaların ulaştığı sonuçlara bundan 1400 yıl önce Peygamber uygulamıştı. Hatta günümüz batı eğitim sisteminin ulaşamadığı birçok noktaları da Peygamber görmüştü. Bugün, dünyada eğitim sistemi büyük bir krizin içinde. Okulların çok olması, insanların bu okullarda iyi bir eğitim görmeleri cehaleti kaldırmıyor. İnsanlar, daha iyi birer eşkıya, hırsız ve terörist olabiliyor. Hapishanelere baktığımızda büyük ve karmaşık suçların eğitimli kişilerce işlendiğini görmekteyiz. Bu durum, eğitimin tek başına yeterli olmadığını, eksik bir şeyler olduğunu göstermektedir.
Eğitimdeki diğer bir handikap da insanların ömürlerinin üçte birinden fazlasının saçma bir eğitim ve meslek öğrenmeyle geçtiğidir. İlk, orta, lise, üniversite, ihtisas gibi aşamaları geçen birisinin yaşı 25’e ulaşmaktadır. Bu döneme kadar gencin bakımını ailesi veya devlet sağlamaktadır. Bu aşamaya ulaşıncaya kadar kişi hayatı boyunca bir kere bile ihtiyaç duymayacağı, kullanmayacağı saçma bilgilerle kitap yüklü merkeplere dönüştürülmektedir. (Merkep kelimesine birileri takılacak ve eleştirecektir. Bu Kur’ani bir ifadedir.) Bu da eğitim sistemimizdeki açmazların başında gelmektedir. İnsanın en üretken çağı, saçmalıkları öğrenmekle geçirilerek, belki de insanları bir yarış atı haline getirerek asli görev ve fonksiyonlarından uzaklaştırılmaktadır. Bu süreç daha da kısaltılabilir. Kişilerin ne olacağı daha erken yaşlarda tespit edilerek yetişmek istediği alana yönelik eğitim verilerek daha genç bir çağda hayata atılabilir. Örneğin lise eğitimi tamamen lüzumsuz bir eğitimdir. Burada verilen bilgilerin daha az yoğunluğu ilköğretimde verilmektedir. Aynı bilgilerin burada tekrarlanmasının hiçbir akli mantığı yoktur. Bu uygulamayla milyarlarca kaynak, sermaye israf edildiği gibi, milyonlarca gencin de en güzel yılları heba olmaktadır. Yapılması gereken en doğru yöntem, ilköğretimin kalitesinin artırılarak, gence temel eğitim verildikten sonra doğrudan ihtisaslaşmaya yönelmektir. Böylece gencimiz bir dört yıl kazanacaktır.
Düşünebiliyor musun? Yirmi yaşında doktorlarımız, mühendislerimiz ve öğretmenlerimiz olacak. İnsanlar daha erken bir çağda üniversiteyi bitirdiklerinden iş hayatına atılarak daha verimli olacaklar. Okul bittiğinden daha erken çağda evlenerek, çocukları ile aralarındaki makas fazla açılmamış, kuşak çatışması fazla doğmamış olacaktır.
İbrahim Halil ER
08 Şubat 2012 | MİLAT GAZETESİ
مراد طاریجق
Lise eğitimi değil ama süresi kesinlikle fazla. Müfredat gereksiz bilgi dolu. İlla 18 yaşını tamamlatıp üniversiteye alınacaksa öğrenciler. İki sene kendilerini tanımaları becerilerini geliştirmeleri için farklı imkan ve ortamlar sağlanmalı. Spor kültür sanat teknoloji el becerileri gibi.
Ibrahim Halil Er
ülkemizdeki eğitim programı özellikle ilk ve orta eğitim programı sömürge eğitim programıdır. buradan sadece daha iyi köle çıkar, ilim adamı hatta irfan adamı bile çıkmaz… bir gencin en verimli çağını sadece bir diploma yani iyi bir köle olma eğitimi için harcanmaktadır..
üniversiteyi bitiren birisi geri kalan ömrünü bir maaşa talim edebilecek bir iş için harcamıştır… ondan sonra da emekli olma mücadelesi… tüm hayat parametresi bu… eğitim bunu sağlıyor… iyi bir insan, iyi bir ilim adamı olmak için değil.. hatta sistem iyi bir insan ve iyi bir ilim adamı olmanın önünü kapatıyor…
Husmenaga Foto
İlk okuyalı kaç yıl oldu bilmiyorum bu yazıyı, o günden beri ben de size katılıyorum hocam
Ibrahim Halil Er
önemli olan yıllara yayılmış eğitim değil, bir konuda bilgi öğretmektir. ama sistem illaki bizi bu süreçleri yaşamaya zorluyor. evlatlarımızın zamanını hayatını çalıyor… ben bunu çocuklarımı açık lisede okutarak kısmen kırmaya çalıştım ama sonuçta sistemin izin verdiği kadarını yaşayabiliriz…
temel eğitimden sonra hangi alanda yetiştirmek istiyorsak direk bu eğitime geçmeliyiz. Bu hem çocukların daha dimağları gençken çabuk öğrenip kavramalarına yol açar, hem hayatlarının önemli bir dilimi heba olmaz ve hem de o bilgileri iyi kavradıklarından gerçek bir ilim adamı farabi, gazali ebu hanife ibni sina yetişir…
hatta mesleki eğitimi de bu süreçte yapmalıyız. liseye gelmiş bir çocuğu mesleki alanda eğitemiyoruz. çocuklar o yaşta hocayı dinlemiyor, az biraz otorite kurmaya kalkışsanız dikleniyor ve dövmeye kalkıyorlar. Halbuki küçük yaşta bu eğitimin temeli verilse lise çağına geldiğinde zaten bir noktaya gelecek ve kendisi bunu sürdürecektir..
Çocukların iskelet yapı sağlığı için Okul sıralarında da değişim lazım bunun gibi
Fotoğraf açıklaması yok.
Adem Koç
Bu sefer de kapitalist düzende para ve meslek edinme meselesi ortaokulda çocuğun ve ailelerin aklını meşgul edecek.
Bu düzende şu olabilir Hocam.
İlkokul 4, Ortaokul 3, Lise 2 yıl. Buna mukabil Lise herhangi bir üniversitenin hazırlık bölümü gibi olmalı. Düz lise (düz gereksiz bilgi) mantığı ortadan kalkmalı.
Selim Harma
Yıllarca okuyup masa başında bir bilgisayarın başına geçmek çok saçma sadece diplomaya dayalı bir eğitim sistemi ne Ahlak ne Din nede meslek var sadece sistemin ömrünü öğüttüğü insanlar var.