
Kadın toplumdaki değişimin aynasıdır. Fıtratı icabı naif ve hassas olduklarından toplumdaki en ufak bir değişim önce kadın üzerinde yansır. Gittiğiniz yabancı bir yerdeki toplumu tanımak istiyorsanız kadınlarını gözlemleyin.(malcom x’in sözü) Onda toplumun tüm değişimini yakalayacaksınız. Hatta kuşaklar arası değişimi ve tarihini bile kadın üzerinde göreceksiniz. Neneler, kızlar ve torunlara baktığınızda o toplumun geçirdiği tüm evreler görülebilir.
Bu nedenle kadın toplumun aynasıdır. Tüm değişimler onun üzerinde yansır. Kadın, güzel görünmek, beğenilmek ister. Çünkü kadın erkeğin ilgisini üzerinde çekmek ister. O, fıtratı gereği erkeğin ilgisini üzende görmedi mi yok olur. Çünkü o erkek için yaratılmıştır.
Kadın şunu keşfetmiştir. Erkek dokunmaktan çok bakmayı sever. Bu nedenle erkeğin gözüne hitap etmeye çalışır. Bu nedenle sürekli yeni modalar oluşturur. Ya da modayı takip eder. Erkeğin beğenisine kavuşmak için her türlü kılığa girer. Her gün yeni bir modanın peşinden koştu Battıkça çirkefliğin içine, sandı ki güzelleşiyordu.
Moda dünyası genelde kadına hitap eder. Kadındaki bu moda çılgınlığı tüm tarihin sayfalarında mevcuttur. Fakat aslında kadın modayı kendisi için değil erkeği için ister. Ya da erkeğini elde etmek için modanın peşinde koşar. Onun amacı moda değil, erkek tarafından beğenilmektir. Bu günümüz modern kadının en büyük açmazıdır. Bir yandan erkekle eşit olmak isterken diğer yandan erkeği elde tutmaya, kadınca kaprislere ve sahiplenmelere kendisini kaptırmaktadır. Erkeğin dikkatini çekmek için en önemli değerini pazarladığını da görmez.
Çünkü moda canavarı bir süre sonra cinsel pazarlamaya ve erkeği cinsel açıdan yakalamaya dönüşür. Ayrıca, moda modern bir insan portresini çizmeye çalışırken insanın hayasını ve iffetini teşhir etmektedir. Bu, erkeğin dikkatini çekmenin en kolay yoludur. Moda, kendi sektörünü oluşturduğundan bir süre sonra kadını kadınlıktan çıkararak bir cinsel meta haline getirmekte, kadında güzelleşme uğruna bu tuzaklara düşmektedir.
Moda girdabına maalesef tesettürlü ve mütedeyyin dediğimiz insanlar da girmektedir. Bir süre sonra tesettürlü kadınlar tekbirin kreksiyonunu veya vakkonun elbiselerini giymeye çalışan ayrı bir moda sektörü oluşturmaya başladılar. Artık Paristen eşarplar ve mantolar gelmeye başladı. Belki bir gün bizim tesettürcü kapitalistler Paris’te de defileler de düzenleyeceklerdir.
İbrahim Halil ER