3 thoughts on “MUAZ B. CEBEL (ra)

  1. Hz. Muâz bin Cebel’in vasiyeti
    Muâz bin Cebel hazretlerinin vasiyeti: “Size benim vasiyetim olsun! İlmi, ancak Allah rızası için öğrenin! Zira Allah rızası için öğrenilen ilim, takvâyı (Allahtan korkmayı) hâsıl eder. Bu niyetle ilim aramak ibâdettir. Bu ilmi müzakere etmek tesbihtir, ilimden konuşmak, Allah yolunda cihaddır. Bilmeyene ilim öğretmek sadakadır. Bir mecliste bulunanlara ilimden bahsetmek, Allahü teâlâ’ya yakınlıktır. Zira ilim, helâl ile haramın terazisi, Cennet ehlinin minâresi, gurbette insanın arkadaşıdır. Bir insan, bir yerde yalnız kaldığı zaman, ilim ona sıkıntıyı gideren bir arkadaş olur. Sıkıntı ve genişlik zamanlarında ilim sahibine delildir. İlim, düşmanlara karşı çok iyi bir silâhtır. İlim, büyükelerin yanında dindir.
    Dostlarının yanında insanın süsüdür. Cenâb-ı Hak bir kavmi, ilim ile yükseltir. İnsanı ilimle başkalarına rehber, öncü yapar ve ona itaat ederler. Melekler dahi ilim sahiplerinin dostluklarını arzular ve kanatlarını onların üzerine gererler. Canlı ve cansız her ne varsa, hatta denizlerdeik balıklar ve diğer hayvanlar, havada uçan kuşlar, karadaki bütün hayvanlar, âlimlere istiğfar ederler. Çünkü ilim, insanın kalb gözünü açar.
    Gözleri karanlıktan aydınlığa kavuşturan bir nurdur. İlim ile amel eden insan, seçilmiş kimselerin makamlarına yükselir. İlim sahipleri, dünya ve âhirette yüksek derecelere erişir. İlimde tefekkür, nafile oruç tutmak gibidir. İlmin öğretilmesi nâfile namaz kılmaktan sevaptır. İlim ile, helâl ve haram olan şeyelr ayırdedilebilir. İlim, amellerin imâmıdır. Amel, ilme tâbîdir. İlimsiz amel olmaz. İlim, Cennet yoluna ışıktır. Cehennemlik olanlar, ilimden mahrum kalanlardır. Dünya ve âhiret saadetinin kaynağı ve bütün ibâdetlerin efdali, en üstünü ilimdir.”
    Hz. Muâz bin Cebel oğluna da şöyle vasiyet etmişti: “Ey oğlum! Bir namazını kıldığın vakit, o namazın senin kıldığın son namazın olacağını düşün! Bir daha böyle bir namaz vaktine yetişeceğini ümit etme!”
    “Ey oğlum! Mü’min olan bir kimsenin iki hayırlı iş ar asında ölmesi lâzımdır. Yani bir hayırlı işi yaptığı zaman, ikinci hayırlı işi yapmak niyetinde ve kararında olmalıdır.”
    “Şeytanın oyununa gelme! Şeytan, pazarda, yalan, hile, hıyanet ve yemin ettirerek müslümanları günaha sokmaya çalışır. Önce gidip, geç çıkanlara daha çok asılır.”

  2. Peygamberimiz Aleyhisselamın Muaz b. Cebel’e Son Öğüt ve Tavsiyeleri Muaz b. Cebel:
    “Yâ Rasûlallah! Bana tavsiyelerde bulun!” dedi.
    Peygamberimiz Aleyhisselam: “Ne halde veya nerede olursan ol, Allah’tan kork!” buyurdu.
    Muaz b. Cebel: “Bana tavsiyeni arttır!” dedi.
    Peygamberimiz Aleyhisselam: “Günahın arkasından hemen haseneyi (sevabı) yetiştir ki, onu yok etsin!” buyurdu.
    Muaz b. Cebel: “Bana tavsiyeni biraz daha arttır!” dedi.
    Peygamberimiz Aleyhisselam: “İnsanlara güzel ahlâkla muamele et! Ey Muaz! Sen ki, Kitab Ehli bir kavmin üzerine gidiyorsun! Onlar senden Cennetin anahtarının ne olduğunu soracaklardır. Onlara: ‘Cennetin anahtarı, Lâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerike leh’dir, de’ buyurdu. Allah’dan başka ibadete layık hiçbir mabudun olmadığına, yalnızca onun olduğuna, onun hiçbir ortağının bulunmadığına şehadet etmektir.
    Muaz b. Cebel: “Bana Kitabda bulunmayan ve senden de işitmediğim birşey sorulur ve halli için bana getirilirse ne buyurursun?” diye sordu.
    Peygamberimiz Aleyhisselam: “Allah için tevazu göster, Allah seni yükseltir. Sakın iyice bilmedikçe hüküm verme! Sana müşkil, karmaşık gelen işi ehline sor, danış, utanma! En sonra içtihad et! Muhakkak ki, Allah, doğruluğuna göre seni muvaffak kılar. İşler sana karmakarışık gelirse, gerçek sence belli oluncaya kadar bekle, yahut bana yaz! Bu hususta keyfine göre hareket etmekten sakın! Kolaylaştır zorlaştırma. Sevindir, nefret ettirme. Gönül erleri olun Yumuşak davranmanı sana tavsiye ederim!” buyurdu

  3. Muaz b. Cebel’den Öğütler Muâz’ın Allah’ı zikrederek imanı güçlendirmek gerektiğini anlatmak üzere, “Gelin, bir saat oturup mümin olalım” dediği nakledilmiş (Buhârî, “Îmân”, 1);
    “Oğlum! Namaza durduğunda dünyaya veda etmek üzere olduğunu ve oraya bir daha dönmeyeceğini düşün” (İbn Ebû Âsım, s. 180); “İnsanlarla az, rabbinle çok konuş; belki o zaman kalbin rabbini görür” (Abdülhamîd Sâlih Hamdân, s. 67)
    Adamın biri, misafirlerini uğurlamakta olduğu bir sırada Muaz b. Cebel (r.a.)’ın yanına geldi. Muaz ona şunları söyledi: “Sana şu iki şeyi tavsiye ediyorum: Bunların gereğini yerine getirirsen kurtulursun. Şunu asla unutma ki dünyadaki nasibin seni mutlaka bulacaktır. Asıl önemli olanı ve kendisine muhtaç olduğun, âhiretteki nasibindir. Sen âhiretteki nasibini dünyadakine tercih et. Öyle ki her nereye gidersen git o da seninle birlikte olsun.”
    – Amr b. Meymun el-Evdî şöyle anlatıyor: Muaz b. Cebel bir gün aramızda ayağa kalkarak şunları söyledi: “Ey Evdoğulları! Ben Hz. Peygamber’in elçisiyim. Biliniz ki dönüş Allah’adır. İnsanın yolculuğu ya cennete ya da cehennemde son bulacaktır. Buralar dönüşü olmayan ikametgahlardır. Buralarda ölmeyecek cesetlerle sonsuza dek kalınacaktır.” – Muaz b. Cebel (r.a.) oğluna şunları söylemiştir: “Oğlum! Namazlarını bir daha hiç kılamayacakmışcasına veda eder gibi kıl! Şunu bil ki mü’min bir takdim ettiği (yaptığı) diğeri geride bıraktığı iki güzellik arasında ölür.”
    – Adamın biri Muaz b. Cebel (r.a.)’a “Bana birşey öğret” dedi. Onun “Öğreteceğim şeyde bana itaat edip onu yerine getirir misin?” demesi üzerine de “Bu konuda bütün gücümle çalışacağıma söz veririm” dedi. Bunun üzerine Muaz b. Cebel (r.a.) şunları söyledi: “O halde bazı günler oruç tut, bazı günler ye! Namaz kıl fakat uykudan da nasibini unutma. Rızkını temine çalış ama bunu yaparken de sakın doğruluktan ayrılma! Ancak müslüman olarak öl ve mazlumun bedduasını almaktan da sakın!” – Muaz b. Cebel (r.a.) şöyle buyurmuştur: “Şu üç seyi işleyen kimseler Allah Teâlâ’nın gazabına uğrarlar: Gereksiz yere gülmek; uyanmamacasına deliksiz bir uykuya dalmak, acıkmadan yemek”
    – Muaz b. Cebel (r.a.) şöyle buyurmuştur: “Sizler darlıkla imtihan edildiniz ve buna sabrettiniz. Yakında bolluk fitnesiyle de imtihan edileceksiniz. Sizler için en fazla korktuğum şey kadın fitnesidir. Kadınlar altın ve gümüş bilezikler taktıklarında, Şam yapısı ince elbiseler ve sırmalı Yemen kürkleri giydiklerinde zenginleri yorup fakirlere de kaldıramayacakları bir yük yükleyeceklerdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir