
Müslümanların İktidarla İmtihanları
Müslümanlar, Bir çok mücadele sonucu iktidar nimetine ulaştılar. Artık, düne kadar eleştirdikleri kişilerin makam koltuklarına onlar oturuyor. Şimdi onlara düşen sorumluluk ve adaletle hükmetmek, hakkaniyete riayet etmek.
Ama günümüz Müslüman idarecilere baktığımızda dün eleştirdikleri kişilerin tüm davranışlarını sergilediklerini görmekteyiz. Sanki o makamlar, oturanı esir almakta, kendine benzetmektedir. Müslümanlar, bu makamların coşkusu ve şehvetine öylesine kendilerini kaptırmışlar ki, müslümanlığı sadece namazdan ibaret bilir hale gelmiş, sekülerleşmişlerdir. Yönettikleri insanları küçük görme, muhatap almama ve hatta maaşlarını zamanında vermemektedirler. (Allah Resulu, işçinizin alın teri kurumadan ücretini ödeyin demiştir.) Bu Müslüman idareciler, yönettikleri insanlara tepeden bakmakta, kendilerini rezzak görmektedirler. Bir zamanlar firavunun yaptığı gibi emirlerindeki insanları rızıkla korkutmaktadırlar. Dünün mücahitleri, bugünün mütahitleri Van depreminin altında kalırken, firavunlaşanlar da Allah’ın gazabına uğramaları için mazlumların ahlarını almaları gerekmektedir.
Kendileri, milyarlarca maaşları yeterli görmez iken, emirlerindeki insanların üç kuruşlarına göz dikmekte, komik rakamlarla çalıştırmakta ve hatta bu paraları bile yalvartmadan zamanında vermemektedirler. Zulüm yayılmakta zalimin ayağına dolanmaktadır. Zalimin boğulmasına az bir zaman var… Cehennem nasıl olsa onlar için var. Cehennem’de firavunlara, nemrutlara yoldaşlar gerek… “Zalimler için yaşasın cehennem” “Ya eyyühellezine amenu, Aminu. Ey inananlar! iman ediniz.”
ONLAR HİÇ ACI ÇEKMEDİLER Kİ ACIYI HİSSETSİNLER
Onların acıyı hissetme mekanizmaları yoktu. Bu nedenle acıyı hissedemiyorlar.
Yanıyorlar, ama yandıklarını hissedemiyorlar. Vücutlarından yükselen et kokusuna rağmen, olayın şehvetine kendilerini kaptırdıklarından göremiyor gözleri.
Yangın bünyeyi sarıp onları kül ettiğinde artık sadece rüzgarla yoldaş olabilirler. Rüzgar, onları nereye sürüklerse oraya giderler.
Halbuki acıyı hissetselerdi,
yüreklerinde merhamet adlı bir çınar yükselseydi yanmayacaklardı. Kendilerine yazık etmeyeceklerdi.
Ama ateş onları mum gibi eritirken, onlar ateşin etrafında pervane olan, ateşin büyüsüyle mest olan kelebekler gibi coşkuyla uçuşmaktadırlar.
Ateşin kendilerini yok ettiklerini bilmeden.
İbrahim Halil ER
Siyaset yaptigini düşünüp celladina sevgi siirlerini doseyenler, yeni neslin ona asik olmasini saglarlar.
Bu durum genclerde yaptiklarinin dogru oldugu algisini olusturur.Iktidardakiler, düşmanlarını kendilerine yakinlastirip dostlarini uzaklastirdilar.
Yakinlastirilan düşman dost olmadı ama uzaklaştırılan dost düşman oldu.
Dostlarıyla düşmanları birleşince yikilmalari mukadder oldu. Ebu Muslim el-Horasani
Tarih tekerrur ediyor
Menderes, inonu’nun baskisindan kurtulmak icin careyi Ataturke siginmakta buldu. Bunun icin Ataturku koruma kanunu cikardi…
Fakat buna ragmen kendisi koruyamadi. Inonuculer tarafindan darbe ile devrildi.
Simdi tekrar kemalizm kesfedildi…
Hayirdir
Bugun herkes Ataturk elestirisi veya guzellemesi yapiyor.
Bence ifrad ve tefride gidilmemeli artik elestirler ilmi olmali, yaptiklariyla yargilanmalidir. Yani artik sevme ve sevmeme degil ilmi elestiriler yapilmali ilmi olarak degerlendirilmelidir. Bu durum insanlarimizin keskin kamplara ayrilmasini da engeller.
Peygamberimizi dedigi gibi “olulere kizmak dirileri uzer”
Yani biz sahsilestirmeden elestirelim. Sevenlerini de uzmeyelim. Resulullah bu sozu Ebu Cehil’in oglu musluman oldugunda diger muslumanlara onun babasini hatirlatarak uzmemeleri icin soylemistir.
Kemalistlerin her 10 kasimda olumun herkese esit davrandigini ve olum diye bir gercek oldugunu idrak etmeleri gerekir.
Acilarina saygi duyuyorum ama olum hepimiz icin bir hakikat.
Bu dunyada zaten tek adil gercek var o da olum…
Kimseye ayrimcilik gostermez.ihe