Biz yıllardır tıp fakültelerinin kontenjanlarının artırılmasını savunduk. Ama kimseye sözümü dinletemedik.
Taleplerimiz, hep birileri tarafından engellendi..
Bu ülkede çöreklenmiş bir tıp mafyası vardı..
Onlar, özellikle tıp fakültelerinin kontenjanlarını sınırlandırarak, okul puanlarını zorlaştırarak memleketin evlatlarının doktor olmasını engellediler.
Peki Niye?
Çünkü doktor sayısının az olması, mevcut doktorların tıbbın bütün rantlarından yararlanmasını sağlayacaktı. Doktor az olduğundan, maaşları ve alacakları ücretleri de yüksek olacaktı.
Evet doktorlar ve tıp lobisi böyle küçük hesaplar peşinde koşabilirdi. Fakat devletin onları dinlememesi gerekirdi. Buna rağmen sözlerini dinlettiler. Çünkü gerçekten Türkiye’nin en güçlü lobisi tıp lobisiydi…
Geldiğimiz ortamda doktor sayımızın, sağlıkçı sayımızın ne kadar önemli olduğunu anladık.
Umulur ki bundan sonra tıp fakültelerinin kontenjanları artırılır ve tıp fakülteleri tam kapasiteyle öğrenci yetiştirir.
Geleceğin savaşları artık biyolojik savaşlar…
Bu savaşa karşı artık savaşçılarımız doktorlar, sağlıkçılar, hemşireler, biyologlar, mikrobiyoloji uzmanları ve kimyagerler yani ilaç sanayisidir.
Bu alanlarda ülkenin kendi kendine yeterli olması gerektiğini de öğrendik. Dışardan ilaç alarak böyle bir savaşta başarılı olma şansının ne kadar zor olduğunu da gördük. Çünkü böyle bir savaşta tüm ülkeler kendi kaynaklarını kendisi kullanmak isteyeceklerdir.
Bundan sonra devletin bu alanlara yatırım yapması bu okullara yoğun miktarda öğrenci alması gerektiği gibi her büyükşehirde böyle afetler için merkezler oluşturması gerekir.
İlaç sanayisi artık stratejik bir sanayidir. Savaş zamanında ölen askerlerin yarısı salgın hastalıklar ve sağlık hizmetlerinin yetersizliğinden ölmektedir.
Devletin ilaç ithalatçıların ve sağlık lobilerinin etkisinde kalmadan strateji geliştirmesi gerekir..
İbrahim Halil ER
Taleplerimiz, hep birileri tarafından engellendi..
Bu ülkede çöreklenmiş bir tıp mafyası vardı..
Onlar, özellikle tıp fakültelerinin kontenjanlarını sınırlandırarak, okul puanlarını zorlaştırarak memleketin evlatlarının doktor olmasını engellediler.
Peki Niye?
Çünkü doktor sayısının az olması, mevcut doktorların tıbbın bütün rantlarından yararlanmasını sağlayacaktı. Doktor az olduğundan, maaşları ve alacakları ücretleri de yüksek olacaktı.
Evet doktorlar ve tıp lobisi böyle küçük hesaplar peşinde koşabilirdi. Fakat devletin onları dinlememesi gerekirdi. Buna rağmen sözlerini dinlettiler. Çünkü gerçekten Türkiye’nin en güçlü lobisi tıp lobisiydi…
Geldiğimiz ortamda doktor sayımızın, sağlıkçı sayımızın ne kadar önemli olduğunu anladık.
Umulur ki bundan sonra tıp fakültelerinin kontenjanları artırılır ve tıp fakülteleri tam kapasiteyle öğrenci yetiştirir.
Geleceğin savaşları artık biyolojik savaşlar…
Bu savaşa karşı artık savaşçılarımız doktorlar, sağlıkçılar, hemşireler, biyologlar, mikrobiyoloji uzmanları ve kimyagerler yani ilaç sanayisidir.
Bu alanlarda ülkenin kendi kendine yeterli olması gerektiğini de öğrendik. Dışardan ilaç alarak böyle bir savaşta başarılı olma şansının ne kadar zor olduğunu da gördük. Çünkü böyle bir savaşta tüm ülkeler kendi kaynaklarını kendisi kullanmak isteyeceklerdir.
Bundan sonra devletin bu alanlara yatırım yapması bu okullara yoğun miktarda öğrenci alması gerektiği gibi her büyükşehirde böyle afetler için merkezler oluşturması gerekir.
İlaç sanayisi artık stratejik bir sanayidir. Savaş zamanında ölen askerlerin yarısı salgın hastalıklar ve sağlık hizmetlerinin yetersizliğinden ölmektedir.
Devletin ilaç ithalatçıların ve sağlık lobilerinin etkisinde kalmadan strateji geliştirmesi gerekir..
İbrahim Halil ER
Mar 30, 2020 10:46:59am