İnsan’ın Ahlaklı olmasını din mi sağlamış? yoksa Ahlak din dışında bir şey midir?
Akşam katıldığım bir sohbette bu konu gündeme geldi… acaba ahlak din ile mi yoksa ayrı bir şey mi?
Genelde katılımcıların çoğu din ve ahlakın ayrı bir şey olduğu, pek ala dini inancı zayıf olan birisinin ahlaklı, dindar birisinin de ahlaksız olabileceğini söylediler…
İlk anda bu yorum akla uygun ve makul olduğu düşünülebilir…
Gerçekten de ahlak ayrı bir şeydi din ayrı bir şey…
ama biraz düşününce aslında öyle olmadığı da görülmektedir.
Yani inanlarına ahlakı tavsiye etmeyen ve ahlaklı olmak için zorlamayan bir inanç olabilir mi?
Dindar olup da ahlaksız olan birisi gerçekten dindar olabilir mi?
Din ve ahlak gerçekten ayrı mı olur?
Yani hırsızlık etmeyin, yalan söylemeyin, kul hakkı yemeyin, iftira etmeyin, gıybet yapmayın, zina etmeyin, fitne çıkarmayın, fakire düşküne yardım edin, ana babaya itaat edin vb.. diyen bir din müntesibi bunun zıddına davranıp aynı zamanda dindar kalabilir mi?
Buna rağmen, dindar olmayıp bu kurallara uyan ahlakı kendine erdem edinen inansanlar da vardır…
Evet, din aslında ahlak normlarını ortaya koymuştur. Yani aklımızın bize doğru olarak yansıttığı bol para kazanmak ve bu uğurda her yolu deneyebilme dürtüsü din tarafından yanlış olduğu bize telkin edilmiştir. Ya da güzel bir bayanla tanışıp karşılıklı rıza üzerine ilişki yaşamayı ahlaklı görebilirken din bunu yasaklayabilir…
Yani ahlaki erdem sahibi olmak için dindar olmak gerekmez ama dindar olan birisi mutlaka bu ahlaki erdemlere sahip olmalıdır. Eğer dindar olup da bu ahlaki erdemlere sahip değilse o gerçekte dindar değil belki de munafıktır ya da dini bir kisve olarak kullanıyor…
Sonuçta ahlak için evrensel değerler var ama onu bir vicdan ile kontrol etmezseniz bir yere kadar sürer. Yani insanın büyük emekler vererek elde ettiği serveti hiç tanımadığı insanlara infak edebilmesi de aynı zamanda büyük bir ahlaki erdemdir ve bu aşamaya gelmek hiç de kolay değildir. Bize çok ahlaklı diye tanıtalan birçok insan malını infak etmeyi hiç de hoş görmeyebelir… gündelik ilişkileri alan memnun, satan memnun bakışıyla doğru görebilir…
İbrahim Halil ER
Abdurrahim Özelyıldız
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ، قَالَ: قِيلَ: يَا رسولَ الله، مَنْ أكرمُ النَّاس؟ قَالَ: «أَتْقَاهُمْ»، فَقَالُوا: لَيْسَ عَنْ هَذَا نسألُكَ، قَالَ: «فَيُوسُفُ نَبِيُّ اللهِ ابنُ نَبِيِّ اللهِ ابنِ نَبيِّ اللهِ ابنِ خليلِ اللهِ»، قالوا: لَيْسَ عَنْ هَذَا نسألُكَ، قَالَ: «فَعَنْ مَعَادِنِ العَرَبِ تَسْأَلوني؟ خِيَارُهُمْ في الْجَاهِليَّةِ خِيَارُهُمْ في الْإِسْلَامِ إِذَا فقُهُوا»[1]. متفق عليه.
Fuat Erdoğan
Selamünaleyküm.
Ahlaki zaafları çok olan fakat dini ritüelinden vaz geçemeyene dindar denmez. Belki din(i)dar demek daha uygun olur!..
Adil Duran
Müslüman,güzel Ahlakı tamamlamaya gelen Peygamberi ne ittiba ettiği kadar Dindar dır…gayri Müslim ise ancak etik olabilir…
Kamil Darıcıoğlu
Bir insanin ailesinden aldigi birde alirsa sayet islami ahlaki vardir. Ikisini karistirirsa ahlakli bir insan olur. Tabiki burda iyi ahlaktan bahsediyoruz.
Birde gayri muslimlerin ahlaki vardir. Bunlarda evrensel ahlak kurallaridir. Mesela trafige uymalari, birbirinin haklarina riayet etmeleri, vs vs bunlar ne kadarda evrensel ahlak kurallari gibi goruksede sonucda islami ahlak kurallaridir. Selamlasma, sosyal yasam kurallari olarak bizim uygulamamiz lazim gelen kurallar gibi.
Mehmet Bir
Hocam, belirttiğiniz gibi dindar olan ahlaklı olmalıdır, değilse sahtekardır! ama dinsize gelince; Bence, dinsiz ahlaklı olamaz!
Dinsiz olup ahlaki erdemlere sahip kişi ya aldığı dini eğitim ve ortam, kültür nedeni ile ahlaklıdır,
ya reklam amaçlı bunu sergiler. Sanat çevremiz örnekleri ile dolu,
ya kanun -seküler de olabilir – gereği yapar: yere çöp atılınca ceza alma korkusu! Avrupa , özellikle çalışma ahlakının temeli ceza sistemidir!
Yoksa dinsiz ahlak seviyesi İskandinav ülkelerinde malum!
Kamil Darıcıoğlu
Mehmet Bir Aynen boyle kardesim . Avrupali kanundan korkar cezadan korkar. Devlet baskilar ve bunun neticesi duzenli bir toplum meydana cikiyor.
Suleyman Kucuk
Ibrahim Halil Er… Ahlak ve din metaforunda en önemli nokta BİLGİNİN KAYNAĞININ NE OLDUĞU SORUSUNA VERİLECEK CEVAPTIR.. Eğer bilginin kaynağı vahiy olarak kabul ediliyorsa, din ile vahyin farklı olduğunu düşünmemiz mümkün değildir, değilse bilgi kaynağını akıl veya vicdan olarak kabul ediyorsanız zaten ortada din diye bir şey kalmayabiliyor.
Ibrahim Halil Er
Suleyman Kucuk bahsettiğiniz konu kelamda çok tartışılmıştır. Husn-kubuh konusu altında. Bir yazımda bu tartışmaya uzun uzun değinmiştim. Tıpkı sizin sorduğunuz sorulardan hareket eder.
Suleyman Kucuk
Ibrahim Halil Er mesele konunun tartışılması değil. MALUM BİZİM İNSANLARIMIZ UZUN UZADIYA YAPILMIŞ TARTIŞMALARDAN SONRA BİLE HALA KENDİ GÖRÜŞÜNÜN DOĞRU OLDUĞU KONUSUNDA EMİNDİR. Müslümanlar bunca ayeti kerime ve sahih hadise rağmen1400 senedir bilginin kaynağı olarak vahyi temel kabul edemiyorsa kelam ve kalem neye gerek?
Cafer Dağcı
Ahlak denince akla sadece güzel ahlak gelmektedir. Aslında ahlak bı davranış şeklidir. Davranışı güzel olana güzel ahlaklı kötü olana ahlaksız denilmektedir.
Din ile ahlak aynı değildir.
İyi ahlaklı dindar makbul dini sevdirir
Kötü ahlaklı insan mensup olduğu dinden nefret ettirir.
Ibrahim Er
Önce Ahlâk ve Maneviyat ( MSP , ana sloganı)
Avrupa’yı gezen ziya paşa nın yorumu
Dinleri var bizim yaşamımız gibi, yaşamları var bizim dinimiz gibi
Ahmet Cevik
Çok güzel bir konuya, çok güzel argümanlarla yaklaşmışsınız. Üzerine bu bağlam üzerine tek kelime edilmeyecek derecede de efradını cami bir paylaşım olmuş. Allah razı olsun.
Mehmet Katmer
Ahlak göreceli bir kavram. Güzel ahlak genel olarak tüm insanlar tarafından beğenilen davranış biçimi olarak kabul edersek ahlaklı din vardır ahlaksız din vardır.
Hangisini seçtiğiniz önemli.
Din tanımı da aslına uygun yapılmalı.
En güzel ahlak islam dininin öğretileri ile yaşanır.
Naki Ateş
Dün bu konuyu bende evde anlatmaya çalıştım, Budist ve iş ahlaki olan japonla ismi müsluman ama dürüst is yapmayan ülkemizin bazı insanlarını mukayese ederek.