Doğumu ve İslam Öncesi Dönemi
581 yılında Habeş asıllı bir köle olarak Arabistan’ın batı tarafındaki Serât’ta veya Mekke’de Cumah kabilesi içinde dünyaya geldi. Annesi Hamame’de köleydi ve annesine nisbeten ibn Hamame diye de künyelenirdi. Ümeyye b. Halef’in kölesiydi.
Müslüman Olması
Bilal’i Habeşi’nin Müslüman olması ve gördüğü işkenceler İslam tarihinde önemli bir yere sahiptir. İslamlığını açıklayan 7. Sahabi olmuştur. Umeyye b. Halef onu İslam’dan koparmak ve putperestliğe döndermek için türlü türlü işkenceler yaptı. Çölün sıcak kumuna yatırıp üzerine devasa kayalar koyuyor, buna rağmen Bilal “Allah bir” diyordu.
Onun bu şekilde işkence görmesine Resulullah (sav) çok üzülüyordu. Bunun üzerine Hz. Ebubekir Putperest olan genç ve güçlü bir köleyle Bilal’i takas edip azat ediyor.
Hz. Peygamber, Bilâl’i Mekke’de Ubeyde b. Hâris ile, Medine’ye hicretten sonra da Ebû Ruveyha Abdullah b. Abdurrahman el-Has‘amî ile kardeş yaptı.
İslam’i Dönemi
Hz. Bilal, tüm hayatı boyunca Resulullah (sav)’in yanında bulundu. Bir anlamda Resulullah’ın özel kalemi görevini gördü. Elçilerle ilgilenmek ve Resulullah (sav)’nin özel işlerini takip etmek, hatta beytulmaldan ödemeler yapmak gibi işler yaptı. Onunla tüm savaşlara katıldı. Bedir’de esir alınan Umeyye b. Halef’in öldürülmesini sağladı.
Resulullah (sav)’in emri ile hicri birinci yılda ilk ezanı okudu ve bundan sonra Peygamber Müezzini olarak tanındı. Hatta sabah namazına “es-selatu hayrun minel nevm” ibaresini de ekledi. Mekke feth edildiğinde de Kabe’nin üzerine çıkartıldı ve oradan ezan okudu. Kabe’nin üzerine dünün kölesi ve bir zenci olan kişinin çıkması Mekke’nin ve cahiliyenin tüm değerlerinin yok edildiğini ve insanların eşitliğinin gerçekleştiğini göstermesi bakımından önemli bir unsur olmuştur. Resulullah (sav)’in vefatından sonra ezan okumadı.
Fazileti ve Vefatı
Hz. Ömer zamanında cihat etmek için izin istedi. Suriye’nin fethine katıldı. Altmış yaşlarında Şam’da vefat etti. Hz. Bilal’in soyunun devam etmediği ve çocuklarının olmadığı bilinmektedir.
Hz. Peygamber ona, “Bu gece cennette, önümde senin papuçlarının tıkırtısını duydum” diyerek kendisinin cennetlik olduğunu müjdelemiş ve hangi ameli sebebiyle bu dereceyi elde etmiş olabileceğini sormuştu. O da her abdest aldıktan sonra “Allah Teâlâ’nın nasip ettiği kadar” nafile namaz kılma âdetinden söz etmişti (Buhârî, “Teheccüd”, 17; Müslim, “Feżâʾilü’ṣ-ṣaḥâbe”, 108).
İbrahim Halil ER